Ana içeriğe atla
Ara
Bu Blogda Ara
dogayapedalla
Bisiklet yolculuğu hakkında rota, görsel ve bilgi paylaşımı
Başlık Menüsü
Ana Sayfa
INSTAGRAM
Facebook
Diğer…
Paylaş
Bağlantıyı al
Facebook
Twitter
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
Etiketler
bisiklet
tur
Haziran 01, 2017
İstanbul Kadıköy-Riva (1 Haziran 2017)
1 HAZİRAN 2017
İSTANBUL(KADIKÖY-RİVA)
Biz iki çocukluk arkadaşı Veysel Özçelik ve Rüzgar Yılmaz şehirdeki tekdüze yaşam biçiminden sıkılıp, hem fiziksel hem mental açıdan farklı birşeyler yaparak kendi içimize bir yolculuğa çıkmamız gerektiğini düşünüyorduk. Bunu yapmanın en iyi yolunun da bisikletle seyehat etmek olduğunu şehirin kalabalık trafiğinde araçların arasından sıyrılırken sonunda kimsenin olmadığı biryere gidiyormuş gibi hissetmemizden biliyorduk.
Tura başladığımızda kafamızda bir karar vermemiz gerekiyordu; gezerek yavaş yavaş mı yoksa hızlıca mı hedefe mi ulaşacaktık?
Bu maceramızın zevkli olabilmesi için gezerek yolculuğumuzu sürdürmeye karar verdik. İstanbul Kadıköy'den startı verdik. Sahil yolu üzerinden, patika ve bazen köy yollarını kullanarak ilk günün yolculuğuna başladık. Amacımız önce Beykoz’un ünlü sahil bölgesi olan Riva’ya varmaktı. Bisikletlerimizin heybeler ve kamp malzemeleriyle birlikte toplam ağırlıkları 35 kg civarındaydı.
Yoros Kalesi tımanışı
Nerede yokuş varsa tırmanmaya başladık. Önce Hz. Yuşa Tepesi, daha sonra Yoros Kalesi’ne güzel bir tırmanış gerçekleştirdik. Ancak şu bir gerçek ki kaleler yüksek eğimlere sahip tepelere yapılır. Bu eğimleri tırmanmak için düzenli antremanlar gereklidir. Kalenin oradan manzarayı izlemek çok güzeldi, fakat fazla fotoğraf çekemedik. Daha doğrusu çekmek istemedik, bir tarafı uçsuz bucaksız orman, diğer tarafı yeni villalar için tıraşlanmış ve 3. köprünün yollarına verilmiş…
Kaleye tırmandıkça geride kalan beşeri yapılar
Yolumuzun üzerinde erik ağacı gördük. Tabi eriğe dalmadan olur mu
Eskiden İstanbul’un sokaklarında hep meyve ağaçları olurdu, küçüklüğümüzde az mı ağaçtan düştük. Belki de düşüyoruz diye kaldırdılar meyve ağaçları şehirden öyle değil mi? Ahh ne alakası var, artan nüfusun, soyulması gerekli, yaşam alanları betonlaştırılmalı… Canınızı bunlarla sıkmayalım, hepimizin bildiği ama bir şey yapamadığımız gerçek. Bicyclerail eriklerini satmak için stant kurduk “Gel gel bicyclerail eriği bunlar tazeee” kimse satın almadı tabi ama geçen tır şoförleri ve arabalardan selam aldık. Zaten bisikletle tur yapmanın en güzel tarafı da bu insanları size gülümseyerek selam vermesi.
Ayaklar biraz dinlensin
Yol boyunca yokuş in, yokuş çık uzun virajları bitirdikten sonra karşımıza ilk sürpriz çıktı. Anadolu Feneri ile Riva arasında haritada görünen sahil yolu, artık askeriye sınırlarına dahil edilmiş. Askerlere sorduk geçebilirmiyiz diye, buradan geçseniz ileride Sas Birliği var oradan geçemezsiniz diye bir yanıt aldık. Neyse o halde alternatif nasıl gidebiliriz diye sorduk bize tabelaları takip edin diye gösterdikleri yoldan ilerlerken askerin bahsettiği tabelayı kaçırıp saptık sağ olsun gps uygulamaları yüzünden.
Sonunda Riva’ya vardığımızda küçük bir sahil kasabası bizi karşıladı. Girişte bir çiğ köfteci vardı. Bize ne aradığımızı sordu. Kamp yapabileceğimiz bir yer sorduk. Jandarma karakolunun karşısında ormanlık bir arazi var oraya kamp kurabilirsiniz şekilde iletti. Güzel dedik ohhh ücretsiz, bedava ve tavsiyeli bir yer bulduk. Gittik kampımızı kurduk. Hooop biri geldi elinde fenerle, aşağıya haber verdiniz mi? diye sordu. Tabi abi verdik haber dedik göndermek için. Fakat o öncü birlikleriymiş demek
ardından bir pikap araç geldi. İki kişi biri abi burası ücretli demez mi başımızdan aşağıya kaynar sular indi. Nasıl filan diye derken bu ormanlık alanın özelleştirildiğini adının da Elmas Burnu olduğunu söylediler. Ohhh ne güzel dünya, ormanları özelleştir. İki kişi 20 tl giriş, 20 tl kamp ücreti toplam 40 tl dedi. Bize o kadar yok filan derken 30 tl’ye düştüler. Neyse akşam yemeğimizi yiyip yattık. Sabah kalkıp yol alacaktık ve 2 saat uykuyla yola çıkmıştık çok fazla oyalanamazdık.
Dağların arasında ıssız yollar
Yola açık, yola bisikletle çık… Yollar ve ormanlar insanların da hakkı ama mümkün olduğunca doğayı rahatsız etmeden ve kirletmeden…
Yorumlar
Yorumlar
Yorum Gönder
test